Yükleniyor, lütfen bekleyiniz.

Türkiye Çalışmaları Yüksek Lisansı (MATS)



Neden İbn Haldun'da Türkiye Çalışmaları?

19. yüzyıl başlarının ilk Tanzimat reformlarından itibaren, geç dönem Osmanlı İmparatorluğu Doğu ile Batı arasında bir köprü oluşturdu. Bununla birlikte, içerdiği karışım ve dengeler zaman zaman büyük kaymalar gösterdi. Örneğin Cumhuriyetin ilk otuz yılı, bir Tek Parti devletinin otoriter ulusal kalkınmacılığının yukarıdan aşağı dayatılmasına tanık oldu. Bunu 1950-2000 orta dönemi izledi. Peş peşe yükselen sivil hoşnutsuzluk ve demokratikleşme dalgalarının her biri, bir öncekinden daha yüksek bir su kesimi hattına ulaşmakla birlikte, belirli anlarda patlak veren askerî darbelerle kesintiye uğramaktan kurtulamadı. 21. yüzyıl başlarından itibaren yeni bir muhafazakâr siyasi hareket sahnede hakkıyla yerini aldı. Bu da, geçtiğimiz yaklaşık yirmi yılda benzersiz bir istikrar ve refah dönemini beraberinde getirdi.Türkiye çok önemli bir ülke haline geldi. Batı ile İslâm âleminin “ara yüzü” konumunda. Orta Doğu’da kritik bir rol oynuyor. Avrupa ve Amerika’da yaygın Türkiye diaspora’ları mevcut. Bütün bu nedenlerle, yurtdışında Türkiye’yi öğrenme ve anlamaya büyük bir ilgi var. Madalyonun diğer yüzünde, Türkiye’nin 19. ve 20. yüzyıllarda yaşadığı gelişmelerin ister ülke içinde ister ülke dışında iyi anlaşıldığı söylenemez. Bugün bu tarihin tepeden tırnağa yeniden çalışılması, düşünülmesi, yazılması söz konusu.

Ne ki bu gelişme, ülke içinde ve dışında değişik biçimlerde algılandı ve herhalde bu fark, sosyal bilimlerin doğrusal Batılılaşmacı ilerleme şemalarına kolay kolay uymayan dönüşümleri kavrayıp yerli yerine oturtmada karşılaştığı (giderek derinleşen) metodolojik zorluklarla da elele gitti. Aşağı yukarı aynı sıralarda, önce Irak ve ardından Suriye’de ciddi devlet başarısızlıkları yaşanmaya başladı; bu gibi büyük depremlerin yarattığı çatlak ve kırılmalar da Türkiye’nin siyasal hayatını başka birçok toplumun üstesinden gelemeyeceği tehditlerle yüz yüze getirdi.

Dış dünya Türkiye hakkında neyi veya neleri gözden kaçırıyor olabilir? Aynı şekilde, Türkiye’nin dünya hakkında gözden kaçırdığı şeyler var mı? Ya da son tahlilde, nedir, hangi faktörlerdir bu ülkeyi bir arada tutan? Başlı başına bu, tam İbn Haldun’a özgü bir asabiyye problemi; ama ayrıca öyle başka sorunlarla da eklemleniyor ki, hepsinin herkesçe ve bütün açılardan anlaşılır olması, ciddî bir kültürler-arası tercüme kapasitesine bağlı. Öte yandan bu boyutlarda bir darboğaz, önemli bir tefekkür fırsatı, hattâ ortamı (laboratuarı) ve zarureti demek.

Ancak bunun için, hem çok-kültürlü, hem disiplinler-arası programlar lâzım. Klasik (tek disiplinli) Tarih veya Siyaset Bilimi veya Sosyoloji veya Ekonomi programları böyle bir anlayış ve kavrayış derinliğini gerçekleştiremez. Bu, ancak açık, eklektik ve çok-disiplinli programlarla yapılabilir.

Bu kadar çok küresel, bölgesel ve ulusal fay hattının kesiştiği bir ülkede, Açık Medeniyet felsefesi ve yaklaşımıyla İbn Haldun Üniversitesi, mikro-düzeyde başka hiçbir yerde kolay kolay bulunamayacak bir dersler ve akademik uzmanlıklar yelpazesi sunmak açısından benzersiz bir konumda. Bir yandan, en seçkin öğrencileri büyük, karmaşık ve dinamik bir toplumun kültürel mahremiyetine almayı; diğer yandan, Türkiye Çalışmaları yüksek lisans ve doktora programlarımızı, çok-taraflı kültürel iletişim ve etkileşim, bilimsel araştırma ve diyalog faaliyetlerinin en sıcak, konuksever, kullanıcı dostu ortamı ve enstrümanları haline getirmeyi umuyoruz.

Programın Kapsamı:

Türkiye Çalışmaları Yüksek Lisans Programı interdisipliner bir niteliğe sahiptir. Dil (Modern Türkçe ve Osmanlı Türkçesi), Tarih, Ekonomi, Siyaset Bilimi, Sosyoloji ve Antropoloji bileşenlerini içerir. Dolayısıyla bu bölüm ve programların hepsinden daha geniştir. Sözkonusu disiplinler Türkiye gerçekliğinin sadece bir yönü ve boyutuna bakarken, Türkiye Çalışmaları bu boyutların hepsine eğilerek Türkiye gerçekliğini tarihi, siyasi, ekonomik ve sosyolojik yönlerden daha derin ve bütünsel bir şekilde kavramayı amaçlar.

Programın Hedef Kitlesi:

(1) Türkiye Çalışmaları Yüksek Lisans mezunlarından bir bölümünün, aynı dalda doktoraya devam etmek istemeleri kaçınılmazdır. Şu anda gerek Türkiye’de gerekse Batı dünyasında müstakil bir Türkiye Çalışmaları doktora programı mevcut değil. Ancak İbn Haldun Üniversitesi olarak, gelecek yıl (2018-2019’da) Türkiye Çalışmaları İngilizce Doktora Programımızı da açmak tasavvurundayız; bu amaçla YÖK’e başvuruyor olacağız. Dolayısıyla İHÜ’nün Türkiye Çalışmaları Yüksek Lisans mezunları bu açıdan benzersiz ve avantajlı bir konumda olabilecektir.

(2) Türkiye Çalışmaları Yüksek Lisans programının disiplinler-arası açıklık ve esnekliği hesaba katıldığında, mezunlarımızın İnsan ve Toplum Bilimlerinin başka alanlarında, örneğin Tarih ve Siyaset Bilimi’nde güçlü doktora adayları olarak öne çıkmaları da pekâlâ mümkündür.

(3) Bunun alternatifi, ister tezli ister tezsiz Türkiye Çalışmaları yüksek lisansının, Türkiye’yi içine alan birçok kamu sektörü veya özel sektör kariyeri için nihaî bir çıkış diploması olarak değerlendirilmesidir. Çeşitli ülkelerin diplomatik veya bürokratik servisleri, çokuluslu şirketler ve hukuk firmaları, medya, turizm veya uluslararası STK’ler, böyle verimli iş alanları oluşturabilir.

(4) İHÜ’deki Türkiye Çalışmaları Yüksek Lisans Programının, Batı ile Doğu arasında kuracağı köprüler ve kıracağı önyargılar da bu açıdan önemlidir. Bundan on veya on beş yıl sonra, Yüksek Lisans mezunlarımızdan bazıları, bir yanda Türkiye’nin ve diğer yanda başka bazı ülkelerin diplomatları olarak uluslararası konferanslarda karşı karşıya gelebilir. Birbirleriyle ciddî diyalog, hattâ yer yer sıkı ve sert pazarlık içine de girebilirler. Ama eğer İHÜ’den ve İHÜ’nün Türkiye Çalışmaları programından geçmişlerse, birbirlerine karşı önyargılı olmayacaklarını; yekdiğerinin kültürel ön kabullerinin hep farkında olacaklarını ve dolayısıyla ne Şarkiyatçı bir küçümsemeye ne de Garbiyatçı bir savunmacılığa kendilerini kaptırmayacaklarını umabiliriz. Bu biraz olsun gerçekleşirse, İbn Haldun Türkiye Çalışmaları Programının en büyük başarısı sayılacaktır.